22 Eyl 2012

cengiz kurtoğlu

genç olsak yine be!

daha lpg çıkmamış az yakıt tüketen türk arabalarında dinlesek yine o tınılı org seslerini...

ya da aliağa izmir arası seyirten petrol tankerlerine el edip de, dolu tanker ardımızda, ellerimizde sigara... yine kumar oynasak hayatımızla!

genç olsak yine be!

bir tek sansak dertleri. saf, elde edilmemiş sevgilinin kahpeliklerine dert yanarak eritsek tüm hüzünleri ve dünyanın en çilekeş insanı sanarak kendimizi, uyusak iki efes ekstranın ardında ve en özel ve erişilmez sanarak sabun kokulu bir çarşafta son bulan asiliğimizi, olması gereken bir erkek gibi göğsümüzde taşısak o yalancı bitirimliği...

genç olsak yine be!

bir sigarayı mavi mavi üfleyerek ersek tüm hayatın anlamına. veya iki bira üstü yavan akşamlarda erdiğimizi düşünsek... düşünmekle, düşündüğünü yapmak arasında bir fark olmasa. o farkın o kadar büyüdüğünü anladığımız o kekre zamanlardaki şu acıyı çekmesek. biz acı çeksek de yeganesi "daha yokluğunun ilk akşamında" çekilmiş olsa...

genç olsak yine be!

ulan cengiz kurtoğlu! ben babamı senin kadar dinleseydim adam olmuştum!!!


20 Mar 2012

ayvalık

kimseyle paylaşamıyorum.

sadece benim olsun istiyorum... anılarım.

zaman geçtikçe elimden kayacaklar, kopup gidecekler diye korkuyorum.

kimseyle paylaşamıyorum.

öğle üstü pervazların güneşten yanmış dayanaklarında misafir beklediğimiz günler. o altın günler. her derde an be an devanın yetiştiği günler geri gelsin istiyorum.

kimseyle paylaşamıyorum.

bir ikindi vakti bol şekerli kahve getirsin anılarımda iki beyaz el. tüyü bitmemiş gençliğimin coşkulu dokunuşları kabarsın imbat üstü lodosla. bir lacivertlik, bir morluk olsun dalgaların kokusunda. ben bir martı gibi kaçayım, akrabalar koşuşsun telaşla yokluğumda. ben altın sarısı bir meydanda balıkçıları izlerken, herkes peşisıra sussun huzurumda.

ulan bi ölme babane. beş dakika canlan gözünü seveyim. on değil beş ya! eski hikayelerden anlat beş dakika.

bir gemici düğümü yanaşan vapurun bağlasın tüm hayatımı. "buçukta kalksın" kalksın da bir daha dönmesin o vapur. hep dolaşsın çocukluğumun kıyılarında

ben bunu yazıyorum ama. kimse okumayacak ulan. hiçbir zaman dönmeyecek o altın günler geriye...

iki iskele arasında bir sevdamız vardı o yıllarda..

şimdi iki vakit arasında bir büyümüşlük...

ulan diyorum kimse anlamayacak...

ben taşını toprağını öyle sevdim işte.kimseye söyleyemiyorum. ben yaşadım. ama ne yaşamak!

kimseyle paylaşamıyorum!!!